HOMEROS YİNE TENEDOS'TAYDI
KAİKİAS KUZEYDOĞU'DAN TATLI BİR ESİNTİ YOLLADI




Söyle tanrıça, Peleusoğlu Akhilleus'un öfkesini söyle.
Acı üstüne acıyı Akhalara o kahreden öfke getirdi,
Ulu canlarını Hades'e attı nice yiğitlerin,
Gövdelerini yem yaptı kurda kuşa.

10 Ağustos 2002'de, gündoğumundan hemen önce Troia'yı gören kumsalda yerlerimizi alıp böyle başlamıştık söze. İngiliz'i, Alman'ı, Rum'u, Türk'ü, Fransız'ı her birimiz Homeros'un sesi olmuştuk kendi dilimizce. 3200 Yıllık efsane canlanıvermişti yüreklerimizde. Peki ya, İliada'da uzun uzun anlatılınlar yalnızca bir efsane miydi, yoksa gerçeğin ta kendisi mi? Akhaların gemileri sayıları yüzbinleri aşan kalabalığı Hisarlık tepesindeki o muhteşem kalenin önlerine kadar taşımış mıydı sahiden? Homeros, İliada'sında düş gücüyle yarattığı bir savaş destanını mı sunuyordu, yoksa Troia tüm Anadolu halklarını bir araya toplayan inanılmaz bir mücadelenin gerçek öyküsü müydü?

2000 Yılının Temmuz ayında Cenova'da yapılan Uluslararası Homeros Kongresi sonunda, o güne kadar ele geçen veriler doğrultusunda Homeros'un İliada'sında anlattığı Troia'nın Anadolu kültürünün önemli bir merkezi olduğu doğrulanıyordu. Troia, her ne kadar savaşı ile tanıyorsa da, tüm Anadolu halklarını Anadolu dışından gelen bir tehlikeye karşı bir araya getiren merkez olarak barışın sembolü olmalıydı. 10 Ağustos 2002'de düzenlenen etkinlik, yani I. OZAN'IN GÜNÜ / HOMEROS ANLATIYOR adlı İliada Okumaları günü bu amaçla hazırlanmıştı. Troia'yı 15 yıldır sürdürdüğü çalışmalarla dünya gündemine taşıyan, Düş ve Gerçek - TROİA adlı sergisi 850.000 kişi tarafından ziyaret edilen, aynı adla hazırladığı kitabı bir çok dile çevrilen Prof. Manfred Korfmann etkinliğin onur konuğuydu. Farklı ülkelerden, onlarca farklı ses, İliada'dan bölümleri çeşitli dillerde okudu, dinleyenler kendi dillerinde izledi. Adını mitolojideki kuzeydoğu rüzgar tanrısından alan Kaikias Otel ilk konuk şairimiz Cevat Çapan'a tahsis ettiği odanın kapısına " Şairin Odası" yazan bir tabela asmıştı. Bu yıl, aynı tabelaya Ülkü Tamer'in, sonra da sırasıyla her yıl katılan diğer şairlerin adlarının yazılması, bu listenin yıllar boyunca uzayıp gitmesi planlanmıştı. Ancak Tamer'in rahatsızlığı bu yılki etkinliğin coşkusuna gölge düşürdü.

1 Ağustos 2003 Cuma akşamı Bozcaada'da Kaikias'ın rüzgarı tatlı tatlı eserken, Salhane'den Cevat Çapan'ın seslendirdiği dizeler duyulmaya başladı. Saat 19.30'da Bozcaada'ya ulaşan katılımcılar Talay'ın özel olarak ürettiği "II. Ozan'ın Günü" etiketli şarapların ikramıyla karşılandılar. Etkinliğin fikir ve isim babası olan Prof. Haluk Şahin'in açılış konuşmasının ardından, bu yıl mazereti nedeniyle katılamayan Prof. Manfred Korfmann'ın mesajı, konuklara etkinliğin düzenleyicilerinden Emel (Altan) Ege tarafından sunuldu. Mitolojiye göre, adaya girmesi yasak olan flüt, tıpkı Homeros gibi yalnızca bir günlüğüne Tenedos'taydı. Ezgiler, şiire arkadaş oldu. Şairimiz yine Kaikias Otel'in konuğuydu.

2 Ağustos sabahı, güneş Troia'nın hemen arkasından usul usul yükselirken Kaikias da rüzgarının şiddetini iyiden iyiye artırmış, hareketlendirdiği Ege dalgalarını sahile doğru yönlendirmeye başlamıştı. Gün aydınlanmaya başladığında, İliada'nın on ikinci bölümü çoktan geride kalmıştı. Defne yapraklarıyla hazırlanan kolye, birbiri ardına okuyucuların boyunlarına takıldı. Rumca, Fransızca, İtalyanca, Bulgarca, İngilizce, Almanca, Türkçe dizeler derinden gelen etkileyici bir flüt sesiyle rüzgara karıştı. Öğleye doğru, Kaikias Sanat Cafe'de, Cevat Çapan'ın "Türk Şiirinde Troia" başlıklı söyleşisi vardı.

Günbatımını beklerken Kaikias Tenedos'a hakimiyetini ilan eder gibiydi, kumsalda barınmak neredeyse imkansız hale geldiğinden konuklar Kaikias Sanat Cafe'ye alındı. Belgin Çöleri'nin projesiyle Candan Seda Balaban tarafından hazırlanıp Yücel Tunca tarafından görüntülenen, İliada kişiliklerini sembolize eden maskelerden oluşan "POPMİT" adlı fotoğraf sergisi sahildeki yerinde ziyaretçilerini bekledi. Etkinliğin finalinde, Belgin Şahin'in arkadaşları ile birlikte Priamos hazinelerinden esinlenerek hazırladığı "TROYART" takı sergisi ilginç bir sokak defilesiyle sunuldu.

Bu yıl, ikinci kez gerçekleştirilen ve gelenekselleşmesi amaçlanan Ozan'ın Günü etkinliği böylece son buldu. Konuklar, uzaklardan son bir kez daha Troia'ya bakıp veda ederken, Tenedos'ta Kaikias'ın şiddetli poyrazı hala esiyordu.

EMEL (ALTAN) EGE 6 AĞUSTOS 2003 İSTANBUL