BİR FESTİVAL ÖYKÜSÜ

 

Dile kolay; tam 38 yıl. Evet, ilk Troia Festivali'nin düzenlenmesinin ardından tam 38 yıl geçti. Şimdilerde sıradan bir panayıra dönüşen festivalimizin aslında Türkiye'deki ilk örneklerden olduğunu ve nice emeklerle ortaya konduğunu pek çokları bilmez. Bunun için ilk kurucularından dinlediğim öyküyü sizlerle de paylaşmak istiyorum.
Çanakkale için turizmin değerinin bilincine varmış bir avuç insan, Ekrem Güven, İzzet M. Dilmaç, B. Cahit Altan, İsmet Beykal ve Jak Molinas ( adı unutulan varsa özür dilerim, bildirilirse kayıtlarıma eklerim) 1961 yılında Çanakkale Turizm ve Tanıtma Derneği'ni kurmakla başlamışlar işe. Bu arada sürekli araştırmalar yaparak kendilerine örnek olacak çalışmaları keşfetmeye uğraşmışlar. Turizm adına bir çok güzel işe peş peşe imza attıktan sonra, o sıralar yeni yeni ünlenen İzmir Fuarı çekmiş ilgilerini. "TROİA" adına bir festivali hayata geçirmeye karar vermişler. Hemen bir Festival Komitesi kurmuşlar, iş bölümü yapmışlar. Kimse kimseyi ezmek, ön plana geçmek, ismini başa yazdırmak derdinde olmamış. Farklı meslek guruplarından üyeler birikimlerini ve fikirlerini diğerleriyle paylaşmışlar. Herkes üzerine aldığı görevi en iyi şekliyle yerine getirebilme azmiyle çalışmış, başka bir şey düşünmeden. Sanatçıların, her yıl 9 Eylül'de başlayan Fuar döneminde tüm ekip üyeleriyle birlikte konserler ve gösteriler için İstanbul'dan İzmir'e giderken Çanakkale yolunu kullanabilecekleri düşüncesiyle, festivalin açılış tarihi olarak 10 Ağustos seçilmiş. Çanakkale Belediyesi, Halk Bahçesi'ni onlara açmış. Bağış olarak toplanan dikenli tellerle ve askeriyeden sağlanan işçi yardımıyla bahçenin etrafı çevrilmiş. Orman İşletmesinin verdiği kerestelerle ahşap barakalar yapılıp, kiraya verilecek satış ve sergi pavyonları oluşturulmuş. Buralarda esnafın yanı sıra resmi kuruluşlar, Zirai Donatım, Orman İşletme Müdürlüğü, Su İşleri, Tarım Ürünleri ile çeşitli yardım dernekleri stantlar açmışlar, satış yapmışlar. Programda yer alacak ses sanatçıları, folklor ekipleri ve tiyatro gurupları için İl Özel İdaresi ayırdığı ödenekle destek vermiş. 10 Ağustos 1963 günü, protokolün eksiksiz katıldığı açılış törenlerinde folklor ekipleri önce Cumhuriyet Meydanı'nda, ardından da Subay Orduevi önünde gösteriler yapmış. Gece büyük bir balo verilmiş.Aynı anda folklor, tiyatro, konser, sinema gibi etkinliklerin sunulduğu park alanına giriş 25 kuruşaymış ve bu para festival için çok önemli bir gelir kaynağı olmuş. Festivalin son gecesi Belediye Yazlık Sineması'nda bütün sanatçılar topluca gösteri geçidi yapmışlar. Düzenleme komitesi de kendilerine çiçekler vererek teşekkür etmiş.

Sonraki yıllarda hep yükselen bir grafik çizen festival etkinliklerine, festival turnuvaları (satranç, masa tenisi..), moda defileleri, yabancı folklor ekipleri de eklenmiş. Boğazda yüzme yarışmaları yapılmış. Çevre gezileri düzenlenerek, Kazdağı, Gökçeada, Gelibolu, ve tabii ki Troia ziyaret edilmiş.

Son derece özverili çalışmalarla yıllar boyu geleneksel olarak organize edilen Troia Festivali ne yazık ki son yıllarda gözden düşmüş. Çanakkale Turizm ve Tanıtma Derneği bünyesindeki Festival Düzenleme Komitesi'nin yerini artık Çanakkale Belediyesi almış. Bir ara düzenlenmesinden vazgeçilmesi bile gündeme gelen festival 38 yılını işte böyle tamamlamış.

Umarım şimdi neden festival konusunu bu kadar uzun uzun işlediğimi daha iyi anlamışsınızdır. Festival konusunda ortaya koyduğum öneriler aslında o yıllarda yapılanlardan çok da farklı değil. Çocukluk anılarımda İtalyan Konsolosluk binasındaki Karnaval kutlamalarının kıyafet baloları nasıl yer ettiyse, Troia Festivali de aynı sıcaklıkta bir yere sahip. İkisi de geleneksel kutlamalar, ikisi de ihtişamlı. Sadece biri binlerce yıldır yaşıyor, diğeri ölmeye yatmış. Yaşatmak için elele verip çaba göstermeye değmez mi?


EMEL (ALTAN) EGE 19-12-2001