EL ELE VERİNCE

Yaklaşık bir buçuk yıldır, bu köşede yayınlanmakta olan yazılarımda sıklıkla savunduğum bir düşüncem vardı: Başarı ancak el ele verince, işbirliğiyle gelir. Çanakkale'nin hak ettiği yere kavuşması için, aynı amaca hizmet eden tüm kişi ve kurumlar bir çatı altında toplanmalıdır. Bölünmüşlük sonuç getirmez. Aynı yapı içinde çok seslilik zenginliktir ama aynı amaca yönelik çalışmaların birbirinden habersiz yapılanmalar içinde sürdürülmesi zaman kaybıdır. Bugüne kadar Troia için bu hep böyle olmuştur. Her ne kadar iyi niyetle, özveriyle başlatılmış olsun, koordineli çalışmaların yapılamayışı Troia konusunda başarıyı geciktirmektedir. Son bir yılda oldukça önemli adımlar atılmış olsa da yetersiz kaldığı kesindir. Korfmann'ın sıklıkla dile getirdiği gibi, öncelikle bir Troia Vakfı kurulmalı ve tüm çalışmalar bir merkezden yönlendirilerek hız kazanılmalıdır. Bence, Troia Dostları bunun ilk adımı olmalı, bu vakfın çekirdeğini oluşturmalı.

Troia adına kurulmuş onlarca dernek var. Ama bunların tek başına çırpınışları asla somut bir başarıya ulaşamıyor, sesleri çok cılız kalıyor. Çoğu kağıt üzerinde var görünse de yok olup gidiyor. Bunun son örneği, ne yazıktır ki, Troya Sanat Derneği oldu. Birinci yılını göremeden öldü, gitti. Birkaç ay içinde iki önemli etkinlik gerçekleştiren dernek, ilgisizlik ve parasızlık nedeniyle ne üye sayısını arttırabildi, ne de gerçekleştireceği projeler için kasasını doldurabildi. Çalınan bütün kapılardan eli boş dönüldü. Dernek feshedildi. Yalnızlık ölüm getirdi. Oysa, Troia Vakfı olsaydı ve bu kuruluş vakıf bünyesinde Troia adına sanatsal etkinliklerin düzenlenmesi sorumluluğunu alsaydı her şey çok farklı olabilirdi. Yazık oldu...

İşbirliği konusundaki ısrarımda hiç de haksız olmadığım, son gelişmelerde somut olarak ortaya kondu. 18 Mart Çanakkale Şehitleri Günü Projesi, farklı kesimlerden katılımcının bir koordinatör önderliğinde ortaya koyduğu çalışmalarla hayata geçirildi. Geçtiğimiz yıl, 25 Nisan'da Anzaklar'la birlikte "Şafak Ayini"ne katılan TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy'un bu örnekten yola çıkarak bir yıl içinde geliştirdiği projede,"Çanakkale Destanı" kutlamalarına katılmak üzere 81 ilden 4000 gencin Çanakkale'ye davet edilmesi kararlaştırıldı. 650 Milyar liraya ulaşan bütçeyle gerçekleştirilecek olan bu projeye, Rıfat Hisarcıklıoğlu (TOBB), Ersin Özince (İş Bankası), Hürriyet Gazetesi, Sakıp Sabancı (Sabancı Holding), Başaran Ulusoy (Türhol), Yılmaz Ulusoy (ulusoy Holding), Saffet Ulusoy (Ulusoy Holding), Rahmi Koç (Koç Holding), Aydın Doğan (Doğan Medya Grubu), Kenan Gençoğlu (Aybala Tekstil), Ali Osman Ulusoy (Ulusoy Karadeniz Nakliyat), Niyazi Önen (Dardanel), Metin Güngör (Osmanlı Turizm), Ferruh Gültekin ( Insieme Turizm), Asya Finans, Mehmetçik Vakfı gibi kişi ve kurumlar destek veriyor. Bu organizasyon başarıyla tamamlandığı takdirde, önümüzdeki yıl Yeni Zelandalı ve Avustralyalı öğrencilerin Çanakkale'de, Türk öğrencilerin de Yeni Zelanda ve Avustralya'da çok daha büyük projelere katılmaları hedefleniyor. Başarılarını gönülden dilemek ve alkışlamak gerek. Ve tabii bir de örnek almak...

Bu topraklarda, bu toprakların son sahiplerine karşı savaşmış, bu uğurda, bu topraklarda şehit düşmüş Anzaklar'ın torunlarıyla böylesi bir dostluk sergilemek elbette güzel. Ama, bu toprakların çok eski sahipleri Troialılar'la, bu toprakları birlikte savunmak için yurtlarından kopup gelen Paflagonia'lı Henetler'in torunları, şimdiki Venetolular'la ortak projelere imza atmak yerine, bu toprakların şimdiki sahipleri olarak Çanakkale adına konuya uzak durmanın, işbirliğine yanaşmamanın anlaşılır tarafı yok bence. Avrupa'nın pek çok ülkesi, İtalya'nın yüzden fazla yerleşim bölgesi geçmişini Anadolu'ya ve özellikle Troia'ya dayandırmaktayken, bunun en somut örneğini ortaya koyarak Paflagonia Projesi'ni gerçekleştirip dostluk ve işbirliği adına eski Paflagonia'nın başkenti Bartın'la bir çok başarılı çalışmaya imza atan İtalyan dostlara yüz çevirmenin bir açıklaması olabilir mi? Geçtiğimiz Aralık ayında, Padova'da, Bartın ve Padova valilikleri arasında resmi işbirliği protokolü imzalandı. Hem turizm alanında hem de ticari, kültürel amaçlı işbirliği yapılmasının yanı sıra, bu yıldan itibaren karşılıklı öğrenci değişim programları da hedefleniyor. Bu, iki bölge açısından da çok önemli gelişmeler sağlanması demek. Bu projede Çanakkale'yi, Troia'yı dışarıda bırakmak affedilir bir durum değil. Bu konuda Çanakkaleseverleri anlamak hiç mümkün değil.

"Çanakkale Destanı"na sahip çıktığımız gibi, "Troia Efsanesi"ne de elbirliğiyle sahip çıkalım, önce kendi içimizde sıkı bir işbirliği gerçekleştirip, sonra da tarihsel bağlarımız olan ülkelerle el ele vererek Troia'yı hak ettiği yere ulaştıralım. Çanakkaleseverler olarak, Troia adına bir şeyler yapmak istiyorsak Troia Dostları'na katılalım. Sonuca ulaşamayan, ses getiremeyen çabalarla zaman kaybetmek yerine aynı çatı altında toplanalım. Başka yolu yok. El ele verince başarılamayacak hiçbir şey yok.

EMEL (ALTAN) EGE 4 ŞUBAT 2003