İsa'dan önceki binli yıllarda, Kuzey İtalya
Alpleri'nin eteklerindeki, akarsu ve göllerle bezenmiş verimli toprakların
yerleşimcileri "Venetler" ( Henetler ya da Enetler de
deniyor) di. İsa'dan sonraki beşinci yüz yılda Gotlar'ın baskılarıyla
denize doğru kaçmaya başladıklarında, vardıkları son nokta; bol
tuzlu ve sığ deniz suyuyla kaplı, göz alabildiğine bataklık, sazlık,
ürkütücü ıssızlıktaki "Venedik Lagünü" oldu.
Muhteşem bir akıl gücü ile korkunun karışımı, onların burada adacıklardan
ve kanallardan oluşmuş, masalsı bir dünya yaratmalarını sağlamıştı.
İmkansızın üzerine kurulmuş olan Venedik Cumhuriyeti yani "Serenissima"
bin yüz yıllık ( 697-1797) egemenliği boyunca siyasi ve askeri yapılanmasındaki
istikrar sayesinde çok zengin ve güçlü bir devlet olmuştu. Ancak,
1348 Mart'ında Avrupa'yı kasıp kavuran "Kara Ölüm" vebadan
hayli etkilendi ve nüfusunun üçte ikisini kaybetti. Salgında kırk
kadar asil aile tamamen yok oldu. Kanallar " corpi morti! corpi
morti!" ( cesetler) diye bağıran gondolcuların çığlıklarıyla
çınlıyordu. Cesetlerin gömülmek üzere çevredeki küçük ıssız adacıklara
taşınması için sağlıklı insanlar yetersiz kalınca hapishanedekiler
bile salıverildi.
Salgının etkisini kaybetmesinin ardından bir toparlanma dönemi yaşandı.
Ama, yaklaşık iki yüz yıl sonra tüm Avrupa ile birlikte, 1575'te,
Venedik'i yeni bir veba salgını sardı. Elli bir bin kişinin can
verdiği salgında, yüz yetmiş beş bine ulaşmış nüfus yüz yirmi dört
bine indi. "Karantina" ( quarantena) uygulaması ilk kez
bu dönemde Venedik'te tarihe geçti. Yirmi beş bin Altın Düka ödenerek
dışarıdan getirtilen doktorlardan bir çoğu, kendilerini simsiyah
cübbeler, ilginç sivri gagalı maskeler, siyah geniş kenarlı şapkalar
ve eldivenlerle korumalarına rağmen "Kara Ölüm"e yenik
düşünce, halk müthiş bir panik yaşadı. Sokaklar cesetlerle doluydu
ve görevliler onları toplayıp gömmeye yetişemiyordu.
Bu salgında, Venedik'in en büyük sanatçılarından Tiziano Ucello
( Titian / Vecello) da hayatını kaybetti. Titian, 1485'te Piave
di Cadore'de doğmuş, 10- 12 yaşlarında ressam olması için Venedik'e
gönderilmiş, önce Gentile, sonra da Giovanni Bellini'ye çıraklık
yapmış, 1508'de çok önemli bir siparişte Giorgione ile çalışmış,
1516'da "Venedik Cumhuriyeti Resmi Ressamı" unvanı almış,
1543'te Papa 3. Paul'un ve bir çok ünlü ismin portrelerini yapmış
ve ölene dek hayatını Canareggio Fondamente Nouve 5182- 5183 numaradaki,
denize kadar uzanan güzel bahçesi ile ünlü evinde geçirmişti. Vebadan
hayatını kaybettiği 27 Ağustos 1576'da tam 91 yaşındaydı. Ve geride,
kendisine "renklerin sihirbazı" unvanını kazındıran pek
çok tablo bırakmıştı.
Salgının kontrol altına alındığı, Titian'ın ölümünden hemen önce,
1576 Temmuz'unun üçüncü pazarı resmen ilan edildi. Eylül ayında
toplanan Senato, vebadan kurtulanların tanrıya şükranlarını sunmaları
adına Giudecca Adası'nın Dükler Sarayı'ndan rahatça görülebilecek
bir noktasına bir kilise yapma kararı aldı. Seçilen mimar Andrea
Palladio'ydu. "REDENTORE" ( Kurtarıcı İSA) adı verilen
kilisenin temeline ilk taşı, 21 temmuz 1577'de, yani Temmuz'un üçüncü
pazarı, dönemi dükü I.Alvise Mocenigo koymuştu. Palladio'nun 1580'de
ölmesinin ardından projeyi üstlenen, Rialto Köprüsü'nün genç mimarı
Antonio da Ponte kiliseyi 1592'de tamamladı.
Felaketleri bile kalıcı eserlerle anlamlandıran
coşkulu insanların kenti Venedik'te temelin atıldığı gün, I. Alvise
Mocenigo, proküratörler, Senato ve Konsül üyeleri, din adamları
ve Arsenal çalışanlarından ( Arsenalotti) oluşan kortej, San Marko
bayrakları arasında, boru ve trampetler eşliğinde, vatandaşların
alkışlarıyla Dükler Sarayı'ndan çıkarak San Marko Meydanı'ndan geçmiş
ve Dorsoduro'nun Zattere (sallar) sahiline ulaşmıştı. Buradan Giudecca
Adası'na, yan yana dizilmiş tekneler üzerine yerleştirilen ahşap
platformdan yürüyerek geçip, kilisenin yapımına karar verilen noktaya
gelmişlerdi. Dük Mocenigo'nun temele ilk taşı koymasının ardından
sokaklarda kurulan ziyafet sofralarında sabaha kadar süren eğlenceler
düzenlenmiş, ateşler yakılmıştı. "Kara Ölüm"den kurtulduklarına
şükreden coşkulu kalabalık, resmi kortejin ardından yine aynı yolu
izleyerek San Marko'ya dönmüştü.
Kilisenin tamamlandığı tarihten itibaren, her yıl Temmuz ayının
üçüncü pazarı bu şenlikleri tekrarlamak Venedikliler için gelenekselleşmişti.
Zaman içinde havai fişek gösterileri ve her cinsten teknenin katılımıyla
gerçekleştirilen "Regata" larla ( tekne yarışları) zenginleşen
kutlamalar 12 mayıs 1797'de dükalığın resmen sona erdirilmesinin
ardından Venedik'teki tüm geleneksel kutlama ve törenlerle birlikte
ihtişamını yitirdi. Bir süre sembolik olarak yaşatılmaya çalışılan
bu geleneksel tören 1974'den sonra sanayi tesislerinin Giudecca
Adası'na taşınmasından sonra iyiden iyiye ilgi görmez oldu. Eskiye
oranla törenler sadeleşmiş olsa da, her yıl temmuz ayının üçüncü
pazarı Redentore Kilisesi yine hareketlenir.
Her şeye karşın, yoktan var edilmiş bu biblo kentte, tiyatro dekorunu
andıran bu ihtişamlı Ortaçağ atmosferinde bir biri ardına dizilmiş,
yüz yıllar ötesinden tarihe tanıklık ederek bugünlere gelen saraylar,
kiliseler, müzeler sonu gelmeyen bir geçit töreni yapar gibidirler.
EMEL (ALTAN) EGE
1998 Temmuz'unun üçüncü pazarı