MADE in TROIA


217 Nisan günü İstanbul'da, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü tarafından "şeref üyeliği" ile ödüllendirilen Manfred Korfmann, kürsüde yaptığı konuşmasının sonlarında, "dünyalar, kıtalar, denizler arasında destanlarla yoğrulmuş Troia gibi bir yerin yeniden -tarihte sık sık olduğu gibi- sembolik bir anlam taşıması ya da kazanması gerekmektedir", " Türkiye, Troia ve Çanakkale Boğazı, yani boğazlar için yapılmış pek çok 'Troia Savaşı'ndan sonra, iki denizin birleştiği Asya ve Avrupa kıtalarını bağlayan bu yeri, TROİA'yı, BARIŞIN SEMBOLÜ yapmalıdır", diyerek yapılması gerekenleri üç başlıkta toplamıştı: * Politikada Barış, *Doğayla Barış, *Kültürde Barış.

Doğayla Barış konusunda amaçlanması gerekenleri sıralarken de, Homeros'un İliada'sında anlattığı ve halen varolan bitki türlerini korumaktan ya da bazılarını yeniden yetiştirmekten söz ederek, biyolojik yöntemle elde edilen tarım ve hayvancılık ürünlerinin sembolü olarak Troia'yı işaret edip, bu ürünler için "MADE in TROİA"ifadesini kullanmıştı. Önerisine ek olarak EURONATUR, yani Avrupa Doğa Mirası Vakfı'nın Çanakkale'de bir büro açmasının, bölgedeki üreticilerin bu ürünlere yönelmesini sağlamak için atılacak ilk adım olduğunu da belirtmişti.

Made in Troia!

Kulağa gerçekten çok hoş geliyor. Bu, bana kısa bir süre önce Çanakkale Sanayici ve İşadamları ile bir grup turizmcinin Kültür ve Turizm Bakanlıkları'ndan, Gelibolu, Assos, Dardanel isimlerinin yanı sıra, TROİA'nın da markalaşması için talepte bulunduklarını hatırlattı. Sadece taleplerle bir yere varılamayacağı ortada. Önemli olan akılcı projelerle adım adım ilerlemek. Önce, gerçekten istemek, bu uğurda içtenlikli çaba göstermek, yapılması gerekenleri sistemli bir takvime oturtmak, projeye gönül veren herkesin bilgi ve becerileri doğrultusunda katkı sağlamasına imkan tanımak, kişisellikten tamamen arınmak, ondan sonra devletten destek istemek. En sonda yapılması lazım geleni en başa almak kolaycılık olduğu gibi, sadece bir "talep" olarak kalmaya da mahkumdur.

Yazımı, kendi kişisel düşünce ve dileklerimi de çok iyi yansıttığı inancıyla, Korfmann'ın şu sözleriyle noktalamak istiyorum: " Politikada, doğada ve kültürde barış! Bu konuların desteklenmesinde yardım edebileceklerine inanan herkesi, bu üç konseptin sahip olduğu şansı şimdiye kadar olduğundan daha fazla desteklemeye davet ediyorum. Bunun için en uygun zamandır."

EMEL (ALTAN) EGE 20 Mayıs 2002